Ali Kırca’dan Medeniyetler Buluşması: Antakya
Geçenlerde Show TV’nin geç saatlerde sunduğu Siyaset Meydanı’nın özel bir konusu vardı “Medeniyetler Buluşması” adı verilen programda şarkılarla, ilahilerin kavuşmasını izledim. Usta sunucu Ali Kırca’nın yönetimindeki programda çalınan şarkılarla kendimden geçtim. Ne güzel bir armoniydi!
Beyazlar içinde bir kadın orkestrayı yönetiyor; Ali Kırca, hanımefendiye teşekkür ediyor ve Türkiye’nin mozaikliğinden bahsederken ve bir istekte bulunuyor: Türklerin ve Ermenilerin ortak şarkısı “Sarı Gelin” Musevisi, İsevi’si, Süryani’si, Müslüman’ı koro eşliğinde şarkılar söylüyor. Daha sonra Sünni ilahi eşliğinde Ortodokslar ve Katolikleri görüyoruz.
Program, Ali Kırca’nın eşliğinde bir nevi dinlerin kavuşması, ortak sevgi üzerine kurulurken bir yandan da ayrımcılık tartışılmaya başlanıyor. Kimlik kavramını din üzerinden açıklamaya çalışan Ali Kırca’nın biraz zorlandığına şahit oluyoruz. “Dine uyan ve dini kendisine uyduran” gibi kavramlar da programda tartışılıyor.
Şarkıların buluşması! Antakya Medeniyetler Buluşması. Farklı dinlerden binlerce insanın bir arada yaşadığı Antakya açılım adına örnek bir yer olarak sunuldu. Kısaca, Ali Kırca en doğru ve en güzel açılımı yapmış.
Bugün ki toplum mozaiğimizle -dünyada böyle bir devlet yok; içinde bütün dinleri, mezhepleri barındıran- varlık içinde yokluk çekiyoruz. Ne yazık ki; Biz bütün olmak isterken, zaten bütünken ve bir başka yerde olmayan en güzel bir mozaiğe sahipken; türlere göre ayrılmak adına yapılan açılımların zaten bütünsel olmuş bir toplumu nereye götüreceğinin merakı ve kaygısı içerisindeyiz.
Açılım denilen şey; yüzyıllardır aynı toprağı paylaşmış, aynı cephede savaşmış, aynı sıkıntıyı çekmiş, aynı komşuluğu yapmış, aynı ekmeği paylaşmış, birbirine kenetlenmişinsanlarınarasını açmak mı?
Ben bunları, fikir ve zikrin dar olmasına bağlıyorum. Daralmayan, açılmaz!
“Medeniyetlerin Buluşması” adlı programda “Bir başkadır memleketim” şarkısı ile farklı dinlerden insanları aynı yerde buluşturan Ali Kırca’yı kutluyorum.