Başlamak İçin Bırakmak Lazım!
Hani çoğu zaman derler ya; “Bazen bırakmak lazım!” Acaba doğru mudur? Bırakınca bazen, hayat daha mı güzel oluyor, vazgeçince insan çoğu şeyden, daha mı düzgün bir hal alıyor? Bu tamamen insanın kendi yaşantısı ve düşüncesi ile ilgili. Kimi vazgeçmeler ve bırakmalar kimi için hayırlı, kimisi için de kötü olabiliyor. Peki; ne zaman vazgeçmeli, ne zaman bırakmalı? Daha doğrusu ne zaman başlamalı?
Hayat bize hep sıkı sıkı sarılmayı öğretir. Çocukluktan beri bu bilinçaltına kazınan bir otomatik şartlanmadır. “Okula sıkı sıkı sarıl, anne babana sarıl, eşine sahip çık, bırakma, işine sıkı sıkı sarıl…” Sarıl babam sarıl! Sürekli sardırıyorlar bizi. Hiç bırak diyen yok, sıkı olmasa da gevşek sarıl diyen de yok, sıkboğaz etmeden tut diyen yok. Sürekli sarıl, sarıl. Hem de 4 elle(!)
Oysa, çok sıkmadan da sarılmak ve tutunmak mümkün hayata. İlla ki boğarcasına, ölürcesine sarılmak gerekmiyor. Elinizdeki bir kuş gibi düşünün hayatı. Çok sıkarsanız ölecek, çok gevşek bırakırsanız kaçacakmış gibi…
Şimdi gelelim “Ne zaman bırakmalı?” konumuza. Bunun için uzunca bir araştırmaya, sağa sola sormaya gerek yok. İçinizden geldiğince davranın ve kendi iç sesinizi dinleyin. Başkasının ne diyeceği, sizden sonra ne olacağını asla düşünmeyin. İçinizdeki ses “Bırak!” diyorsa tereddüt dahi etmeyin. Bırakın!
Bunu hayatınızın her alanına uygulayın. Göreceksiniz ki her bırakışınız, yeni bir başlangıcınız olacaktır. Zaten her bırakma, yeni bir başlamadır. Bırakmadan başlayamazsınız.
Elinizin girebileceği kadar ağzı dar olan bir sürahinin içine bir elma atın. Elmayı almak için elinizi kavanoza soktuğunuzda asla o elmayı kavanozdan çıkaramayacaksınız. Ama kavanozu ters çevirirseniz yani tutmazsanız elmayı, elma avuçlarınıza düşecektir.
Uzunca bir aradan sonra tekrar yazı yazmaya başlamak ne güzel. Demek ki ben de bir şeyi bırakmışım.
Nazlı hanım,
Yorumunuz için teşekkürler.
”Elinizin girebileceği kadar ağzı dar olan bir sürahinin içine bir elma atın. Elmayı almak için elinizi kavanoza soktuğunuzda asla o elmayı kavanozdan çıkaramayacaksınız. Ama kavanozu ters çevirirseniz yani tutmazsanız elmayı, elma avuçlarınıza düşecektir.”
peki ya o elma gittiğinde mutlu olabileceğinizden emin misiniz…her zaman doğru mudur bırakmak..yaşanmışlıklarla dolu anı dağarcığınızda en ufak bir pişmanlık duyduğunuzda ardınızda tekrardan açılamayacağını bildiğiniz kapılara dönebilecek misiniz? ya kapının ardında bıraktıklarınız? hayat bu kadar bencilce oynanabilecek bir oyun mu? kızgınlıkla, öfkeyle sinirle karar verilen yanlış bırakmalar ne olacak? pişman olup bıraktığınızı tekrardan istemeye hakkınız var mı?
bırakmak… bir sigarayı bırakmak, alkolü bırakmak, kötü alışkanlıklarınızın hepsini bırakmak…güzel olmalı. peki ya birini bırakmak,onu ardında bırakmak, o kadar kolay mı?
bırakacak kadar kendinizden eminseniz bırakın, ama giderken ardınıza bir kere baktıysanız bilin ki çok yanlış bir karar verdiniz demektir…
ardınıza bir kere bile dönüp baktığınızda geri dönün ve o elmadan tekrardan kavanoza dönmesi için af dileyin…
Esra Hanım,
Umarım bırakır.
yaklaşık 2 ay önce arkadaşıma sigarayı bırakması için baskı yapıodum ama gördümki ben ne desemde kendi gerçekten hazır hissetmedigi sürece bırakamayacakmış.anladımki onu çok sık bogaz etmişim nitekim verdigi karar sigaradan yana oldu.şimdi tek istedigim umarım bi gün bırakmak içinden gelir ve bırakır…
Merhaba,
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Saygılarımla,
4 ay gibi bir süredir zaman zaman denemeniz çıktı mı diye bakıyorum bugün nasipmiş okumak elinize sağlık. Benim bir kararımı bu kadar destekleyecek deneme olamazdı.
Teşekkürler