Bu Ülkede Her Şey Kader midir?
Kader; yaşama dair olayların önceden belirlenmiş ve sonuçlanmış olduğuna inanılan düşünce, ezeli güç ya da ilahi takdir olarak tanımlanır. Kadercilik inancı, farklı dinlerde ve inanışlarda bazı değişiklikler gösterse de; öngörülmüş olaylara inanmak, boyun eğmek ve kabullenmek anlayışı üzerine kurulmuştur. Kaderin Allah tarafından belirlendiğine inanan da var, insanın kendi kaderini yarattığına da. Bir de “kader” diye bir şeyin olmadığına inananlar var.
Bu yazının amacı bunu tartışmak değil: Son yıllarda yaşadığımız bazı kaderler üzerine bir deneme yazısı olacak!
1999 depreminde on binlerce insanın ölmesi kader midir? Depreme dayanıksız binalara oturma izni vermek; demirden, çimentodan çalmak kader midir?
Diplomalı işsiz ordusunun çoğalması, üniversitelerin mi yoksa mezunlarının mı kaderidir?
Köyde kadın-çoluk-çocuk katliam yapmak kader midir?
Karakolların bombalanması kader midir? 1980’lerden sonra teröre kurban giden on binlerce can, kaderin bir cilvesi miydi?
Tecavüze uğrayan yüzlerce kadın ve çocuklara: “Bak kaderin buymuş!” mu denilmeli?
1960’dan veri 10 yılda bir darbelerin olması ve 1980’den itibaren artık darbe olmayıp, son 2 yılda “Yapacaklarmış!” iddiasıyla kim varsa içeriye doldurmak bir kader midir? Ne ile suçlandığını bilmeden 1 yıl tutuklu kalmak kader midir?
3 günde CHP’ye olağanüstü bir coşku ile başkan seçilen Gandi Kemal’in kaderini kim belirledi? Bu olaya bakıp ta; CHP gelecek seçimlerde iktidar olursa bunu hangi kadere bağlayacağız?
Kaset skandalı ve istifa, kaderin acı bir cilvesi mi?
Kaderin de kaderi var mı acaba? Yani bir kaderi, diğer bir kader değiştirebilir mi?
Ne zaman öleceğinizi biliyor musunuz? Evet! Size sordum! Biliyor musunuz?
Maden ocağında çalışan 30 işçi öleceklerini biliyordu! 1992’de 277 işçi de biliyordu. Bile bile gelmişlerdi ölüme. Çünkü başbakana göre: “Bu, onların kaderiydi!”
Sizin kaderiniz nedir?
yakında devlete bişey olduğunda sanırım o da kader olur ama ne kaderi çaresizlik kaderimi