Cep telefonunuz, Helikopter ve 7777
“Selam eder, küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öperim” diye yazdığınız mektuplar yok artık. Evinizde, “dırıııng, dırıdırıdırııııng ” diye çalan ve kablosu her zaman dolaşan telefonlarınız yok artık. Jeton attığınız ankesörlü telefonları zaten unuttunuz. Artık, cebinize sığan ama aslında sizi içine alan bir cep telefonunuz var. Sevinin! Cep telefonu mu, efendisi olduğunuz, siz mi esirisiniz o küçük şeyin. Hiç düşündünüz mü?
Artık en küçüğünü, medya özelliği olanını, en gösterişlisini, en pahalısını alıyorsunuz. Mektup atmıyorsunuz, tebrik kartı göndermiyorsunuz. Artık cebiniz var. Mutlusunuz! Sizi arkadaşlarınıza, eşinize, dostunuza sürekli gitmekten ve yazmaktan kurtardı. Hep başucunuzda, hep elinizde. Bir öğlen yemeğinde ticket kart ile aldığınız brokoli çorbası tabağınının yanına bıraktığınız şık bir tasarım. Nasıl da onu ellerinizle bir bebeği sever gibi okşar, oyunlar oynarsınız. O da yetmedi, ona rengarenk elbiseler, pabuçlar alırsınız. Pembelisi, yeşillisi var artık. Sinyal gelince bir pavyon tabelası gibi ışıklar saçan prestij sahibi telefonlarınız var artık. Maillerinize bakıyorsunuz, web’de sörf ediyorsunuz. Bravo!
Küreselleşen Türkiye’de yerinizi alıp, mobil hayata geçtiniz. Zaten hayatımız mobil. Zaten hep hareket halindeyiz. Oturamadık ki kıçımızın üzerine bir türlü. Zaten göç etmedik mi Orta Asya’lardan buralara sırf telefon açmak için. Ama bir dursak, bir ara versek.
Sade ve sizin ihtiyaçlarınıza cevap veren bir telefon yetmiyor ki 2, hatta 3 telefonunuz var. Dünyamız cep telefonu çöplüğü oldu. Wall-E filmini izleyin, belki fikriniz değişir. Sürekli konuşuyorsunuz, herkes birbirini arıyor. Boş durmak yok. Nasılsa konuşmanın sittinsekiz senesi 5 kontür. Hatırlayın 1999 depremini. Yakınlarını merak edenler cep telefonlarına saldırdı, gereksiz uzun konuşmalar yapıldı, şebekeler kilitlendi. Düşünün, enkaz altında kalıp da (1 saatin bile hayati önemi varken) yüzlerce insanın cep telefonundan yardım isteyememesini. Hiç düşündünüz mü, cebinizde, çantanızda taşıdığınız o küçük şeyin, bir gün ya kurtarıcınız ya da Azrail’iniz olacağını?
Acı kayıp mı desek, ilkyardım ve kurtarma rezaleti mi desek, “7777 Neredeyim servisini “bilmemek mi desek komplo mu desek. Ya da, medyanın, anti medyanın ve de yandaş medyanın olaya farklı bakışları mı desek. Yahu, adına ne koyarsanız koyun, gerçek şu: Partisinin mesajlarını iletmeye çalışan bir siyasi parti başkanı ve yanındaki kişiler, elim bir kaza nedeniyle yaşamlarını yitirdiler. Fikirlerinden, görüşlerinden bahsetmiyorum, tartışmıyorum. İnsanlar öldü. Taksiratları affolsun, yakınlarına sabır olsun diye dua ediyorum. Zamansız ölmesin, ilkyardımsız ölmesin, cep telefonu varken asla ölmesin insanlar diyorum. Üzülüyorum. Bunca uydu, baz istasyonu vs. teknoloji varken, dağdaki bir cep telefonun yeri tespit edilemiyor diye. Üzülüyorum ve daha da kızıyorum, “47 saat sonra köylüler tarafından bulundu” diye haber olunca.
Türkiye siyaset tarihinde yerini almış olan Muhsin Yazıcıoğlu yaşamıyla, yaptıklarıyla ve de yaşamını yitirmesi ile gündem yaratıp, reyting patlattı. Yazmasam, kendime ve size kötülük yapar gibiyim. Çünki insanların ölümüne üzüldüğümden fazla yaşadıklarında daha çok seviyorum insanları.
Hayatınızda bir değişiklik yapmaya ne dersiniz. Telefonla en uzun görüştüğünüz bir kişi seçin. Telefonunuzu kapatın, onu ziyarete gidin ve sıcak bir çay eşliğinde sohbet edin. Neden mi böyle söyledim? Bir gün enkaz altında kalabilir, Uludağ’da yolunuzu kaybedebilirsiniz. Hatta helikopterde bile olabilirsiniz. Şarjınızı ve kendinizi bu kadar çabuk tüketmeyin. Bir gün size lazım olabilir.
Açıklama: 7777 Neredeyim Servisi, tüm Gsm operatörlerince verilen ve bulunduğunuz yerin koordinatlarını telefonunuza kısa mesaj olarak gönderen bir servistir. “Neredeyim” yazıp 7777’ye kısa mesaj atılması gerekmektedir.
arkadaşlar bende gurundik siyah beyaz tv var 05394041430
Teşekkürler güzel paylaşım.
Teşekkürler, Beğeniniz için. Saygılarımla
çok güzel yazmışsınız hocam :)
sağolun