Fırsat bu Fırsat, Bitirelim Şu İşi!
– Hoş geldin bey.
– Sağol hanım. Yemek hazır mı?
– Hazır bey.
– İyi. Çocuklar nerede? Sesleri gelmiyor.
– Komşuya gönderdim. 2 saatten önce gelmezler.
– İyi yapmışsın.
– Özellikle gönderdim ki biz de rahat rahat işimizi yaparız.
– Valla iyi yaptın hanım. 1 haftadır yapamadık şu işi. Gerildim.
– Haklısın ama birazdan yapacağız. Sen meraklanma.
– Tamam. Yemekten sonra ocağa çay koy da, azıcık yorgunluğum gitsin.
– Elbette hayatım. Sen istersin de yapmaz mıyım? Aslanım, koçum, erkeğim benim.
– Hanım! Ben hazırım.
– Ben de hazırım bey.
– İyi! Dur şu üzerimdekini çıkarayım. Sen de çıkar şu üzerindekini.
– Tamam bey! Çıkarıyorum.
– Peki!
– Oooo bey… İyi duruyor. Baksana şu görüntüye!
– Dur hanım! Nazar değdireceksin şimdi.
– Tamam. Hadi gel.
– Immhhh, ımhhh, hıhhhhh…
– Sakın bırakma bey, ha gayret!
– Tamam, meraklanma bırakmam. Tüh ya!
– Offf! Ne oldu bey?
– Ne olacak? Kaydı namussuz. Bi daha deneyeceğim.
– Dene hayatım dene.
– Imhhh. Hah, şimdi oldu, yerine getirdim.
– Hele şükür.
– Dur hanım, şimdi de yukarı çıkacağım.
– Çık, çık.
– Tamam. İyice sarıl ki geçireyim.
– Geçir bey geçir. Sımsıkı sarıldım.
– Oldu gibi. Hayda! Yine çıktı. Yahu küçük mü acaba?
– Aaaa! Bak kızıyorum ama. Bi sokamadın ya? Elin herifleri nasıl yapıyor?
– Konuşacağına, akıl vereceğine birazcık yardımcı ol. Yapamadım işte!
– Bastırmıyorsun ki? Zorlamazsan girmez bey.
– Offf! Yoruldum. Ter içinde kaldım yahu!
– Tamam, anlaşıldı. İş başa düştü demek. İlla ben tutacağım değil mi?
– Yerini bulmuyor ki! Ben ne yapayım.
– Sus! Ben tutarım.
– Hah, hahh! Oldu hanım. İyice girdi.
– Oh nihayet! Şimdi yavaşça vur. Sağlı sollu devam et.
– Vuruyorum. Belim de ağrımaya başladı yine.
– Sızlanma da devam et vurmaya!
– Dibini bulmadı mı hala? Daha ne kadar vuracağım?
– Tamam! Biraz dur. Çok dayandı. Şimdi vurma. Çevir içinde.
– Valla ben bittim hanım.
– Ne bitmesi? İkincisi ne olacak?
– Onu da birazdan yapsak!
– Hayır! Saçmalama! Birazdan çocuklar gelecek.
– Off off. Birinciyi zor yaptım zaten.
– Hele dur. Gençken böyle yapmıyordun ama.
– Hanım, o zamanlar gençtik, fişek gibiydik. Şimdi mola vermeden yapamıyorum.
– Ben anlamam. Daha üçüncüsü var dördüncüsü de.
– Yandım!
– Tamam, sen ikinciyi yap, gerisini ben elimle hallederim.
– Valla çok iyi olur hanım. Ben de oturur seni izlerim.
– İzlemek yok. Bu arada duşunu alırsın.
– Peki hanım.
…
– Ohh, ohh, oh.
– Sonunda oldu.
– Evet, bey, bu iki oldu.
– Yoruldum, öldüm ama güzel oldu.
– Evet! Sen şimdi duşa. Ben devam edeceğim. Sende iş kalmamış artık!
– Haklısın. Dur bi sigara yakayım. Zevki bambaşka oluyor vallahi.
– İyi! Yak bakalım. Bir nefes de bana versene?
– Al bakalım.
– Hadi banyoya! Ama dur şu üzerini sileyim. Yapış yapış olmuşsun.
– Ben silerdim ama…
– Bulaştırırsın sen şimdi! Kaldır da sileyim.
– Peki.
…
– Ohh. Bey, ben de bittim. Ellerim, bacaklarım ağrımaya başladı.
– Ben çıktım banyodan. Bitirdin mi işini?
– Bitti, bitti ama ben de bittim. Ama olsun, iyi oldu.
– Zil mi çalıyor hanım?
– Evet bey. Çocuklardır. Tam zamanında bitirdik.
– Evet. Çocuklar varken yapamıyoruz ki. Sürekli başımızdalar.
…
– Aaaa baksana babamlar ne yapmış? Gördün mü?
– He ya. Gördüm. Sobayı kurmuşlar.
Enteresan olmuş. Gerçekten de zor iş. :)
Teşekkür ederim. Eskiden soba vardı. Şimdi ise kombi ve merkezi ısıtma. Sevgilerimle.
:)))))) güzel hikaye..tabi soba kurmak zor iş:)))