İstanbullular Askerlik Yapmazdı
1909 yılına kadar Osmanlı döneminde İstanbullu gençler askerlikten muaf tutuluyordu.
Türk olsun gayrimüslim olsun bu kişiler genellikle saray hizmetlerinde, memuriyette ya da gazetecilik mesleklerinde çalışırlardı. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanı ve peşine gelen 31 Mart olaylarından sonra çıkarılan yasa ile İstanbullu gençlere de askerlik yolu göründü.
O zamana kadar Anadolu resmen asker tarlasıydı. İstanbul nüfusu da belli seviyede tutulduğundan bugünkü gibi herkes elini kolunu sallayıp İstanbul’a yerleşemezdi. Şehirdeki Yahudi veya Hıristiyan azınlık ise genellikle ticaret ile uğraşırdı. Bunlar da bir zamanlar cizye denilen vergi(daha sonradan adı Bedel-i Askeri olan para) karşılığında askerlikten muaf sayılırdı.
7 Ağustos 1909’da kabul edilen kanun ile artık Osmanlı vatandaşı olan herkese askerlik zorunlu hale gelir. Kanunun 11 Ağustos 1909 yılında Osmanlının Resmi Gazetesi Takvim-i Vekayi’de yayınlanması ile birlikte askere alımlar da başlamış olur. Ancak özellikle İstanbullular ve gayri Müslimler bu kanuna anlam veremez ve tepki gösterir. O zamanda çoğu İstanbullu ve gayri Müslim ya yurt dışına kaçmış ya da İstanbul’u terk etmişlerdir. Özellikle Rum vatandaşlar 12 adalar diye tabir edilen Ege adalarına kaçmışlardır. Yapılan protestolar karşısında devlet buralara nizam sağlamak adına asker bile gönderememiştir. Kanunun uygulanmasındaki zorluklar ise ülkede ayrıca karışıklığa sebep vermiştir.
Ancak bundan kaçamayan 2500 genç bir haftalık talimin ardından Sultan Reşat’ın(V. Mehmet) tahta çıkma törenlerine katılmak için Beyazıt Meydanına getirilir. Dönemin Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa’nın coşkulu konuşması ve padişahın tahta çıkmasından sonra tören sona erer. 1883-1887 yılları arasında doğmuş bu gençler sadece 1 hafta askerlik yaptıktan sonra terhis edilir. Ancak devlet isterse kendilerini tekrar silah altına alabilecektir.
Osmanlıda daha önce görülmemiş bu olay tarih sayfalarında “bilinmeyen İstanbul” konusuyla yer alacaktır.