Kumaş Yüzünden Birbirimiz Kırıyoruz
Yerli kumaştan elbise giyme kanunu çıkarılırken yapılan meclis görüşmelerinde Giresun milletvekili Tahir Bey’in konuşmalarını da yazıya eklemek istiyorum. Tahir Bey çoğu milletvekilinin söyleyemediği şekilde kendini eleştiriyor. Avrupa malına karşı olan tutkuları açıkça ortaya koyuyor. Bunu söylerken de özellikle Giresun halkının kullandığı bir deyimi de 1925 yılında meclise taşıyor: “Avrupa kumaşı alacağız diye birbirimizi kırıyoruz.” Buradaki “birbirini kırmak” sözü konuşmada rencide etmek anlamında değil bir diğerini eleme, egale etme, devirme, telef olma, öldürme anlamındadır. Açlıktan kırıldılar, Soğuktan kırıldılar gibi.
Dinleyelim Tahir Bey’in konuşmalarını
Tahir Bey(Giresun): Bu kanunun amacı güzel ve kutsaldır. Milletimiz de bunu desteklemektedir. Önceden beri yerli kumaş mağazalarını gezerim.
Meclis: “Sırtındaki yerli kumaş değil!” sesleri yükselir.
Tahir Bey(Giresun): Haklısınız, maalesef yerli değil. Fakat birkaç elbisem var yerli kumaştan. Gerek kendime gerekse aileme aldığım kumaşlar yerlidir. Görüştüğüm tüm arkadaşlara da yerli kumaşı tavsiye etmekteyim. Ancak kumaşlarımız hala 30 sene öncesinin dokuma tarzı. Medeniyete ulaşmayı arzuladığımız şu zamanda Avrupa kumaşı varken 30 sene öncesinin yerli kumaşını alan kaç arkadaşımız vardır ki? Kendimiz kumaşın iyisini giyeceğiz, millete sen şunu giy mi diyeceğiz. Bu kanunu uygulayabilmemiz için ilk önce fabrikalarımızı ıslah etmeliyiz. İyi kumaş dokumasını bilmiyorlarsa bunlara tecrübeli müdür, işini bilir ustalar getirmek gerekir.
Kaldı ki kumaş mağazalarında yerli kumaş olmasına rağmen Avrupa kumaşını almak için sırada bile kavga edip bir birimizi kırıyoruz. Gönül ister ki paramızı yerli kumaşlara yatıralım. Ancak insan daima güzelini istiyor. Gönüldür bu.
Çorap alırım, hep güveli(kumaşlara zarar veren bir böcek). Kumaş almaya giderim, 20-30 sene öncesinin kumaşı!
Besim Atalay Bey: Alacaksın efendim, günah mı yazılır?
Tahir Bey(Giresun): Sonra efendim 6 ayda, 3 ayda bir moda değişiyor. Hele kadınların lüks düşkünlüğünün önüne bile geçilemez. Moda isterler, şıklık isterler. Onların istedikleri zarafettir. Bunlar kendine göre boya isterler. Sizin kimyagerleriniz yok mu, yapsınlar Avrupa gibi. Mesela fes rengi(bordoya yakın kırmızı) kumaş istersin, kiremit boyası mıdır nedir, önünüze öyle bir kumaş koyarlar. Allah için bunları ıslah etmek lazım. Daha buraya gelirken yine uğradım kumaş mağazasına. Aynı!
…