Necmi ile Necmiye-3 (Gerçek Bir Aşk Öyküsü)
Buhar sıcaklığında daralan nefesi iyice sıkıntı vermeye başladı Necmiye’ye. O saç teli ve Necmi’nin kendisine boncuklar dağıtması aklından çıkmıyordu. Bir yandan ağlıyor, elindeki ütüyü daha hızlı bastırıyordu kumaşa. “Kızgın ütüyü Necmi’nin de yüzünü bastırsam!” diye düşündü. Düşündükçe çıldıracak gibi oluyordu.
Onunla tanıştığı ilk günler geldi aklına. İlk elini tutmasını, bir erkekle ilk defa öpüşmesinin hüzünlü anlarını yaşadı. Hastalığı mıydı onu bu hale getiren yoksa “Her erkek evlendikten sonra değişir.” gerçeği miydi? İş yerindeki dul arkadaşlarından hep duymamış mıydı “Aldatılan kadın” hikâyelerini? Hepsinin kocaları, eşlerini aldatmıştı. Gücü yeten kocasını boşamıştı. Gücü yetmeyense -kaderine razı olsa bile- kocası tarafından evden atılmamış mıydı? Ütü bastığı beyaz kumaşın kararmaya başladığını gördü. Kumaşı yakıyorum diye düşündü ama ütü kumaşın üzerinde değildi. Kumaş daha kararmaya başladı. “Necmi, Necmi!…” Karardı her şey!
…
– Kız Necmiye ne oldu sana. Bizi çok korkuttun.
– Tansiyonum yükseldi galiba. Son zamanlarda pek iyi değilim.
– Kızım! Hiçbir şey üzülmeye değmez. Daha çok gençsin. Yazık etme!
– Haklısın da elde değil. Canım sıkkın.
– Yine kocandan şüpheleniyorsun değil mi?
– Beni aldatacağını düşünemiyorum ama yine de şüphe ediyorum.
– Etme kızım etme! Kötü şeyleri getirme aklına.
– Niye etmeyecekmiş Sümmü abla. Bak benim başıma gelene. Buralara düşecek hatun muydum? Zengin kızıydım zengin! Sen ne diyorsun?
– Ama kızım hastanın yanında böyle konuşulmaz ki?
– Konuşurum! Benim çektiğimi Necmiye çekmesin.
– Bırak konuşsun Sümmü abla. Boşuna mı erkek Fatma dedik ona. Bakma öyle konuştuğuna. Doğruyu, en önce o söyler. Severim Fatma ablayı.
– Ben de seni Necmiye. Ben bitmişim zaten. Seni böyle gördükçe üzülüyorum.
– Üzülme Fatma abla.
– Erkeklere güvenme asla! Babamın razı gelmediği fakir bir adama kaçmıştım. Hem de babamın evinden getirdiğim mücevherlerle. Sevdiğim adam için evlatlıktan reddedildim. Sonra bu p…..nk ne yaptı? Kendine araba aldı, çapkınlık yaptı. Hatta evde bir kadınla yakaladım onu. Yine affettim. Sonra ne oldu biliyor musun? Gelsin dayak, gitsin dayak. Kurtuluşum yoktu. Bir gün yine döverken beni, mutfaktan aldığım ekmek bıçağıyla kıtır kıtır doğradım âşık olduğum “o… çocuğunu.” 6 yıl hapislerde çürüdüm. Şimdi şu iğrenç yerde karnımı doyurabilmek için temizlik yapıyorum.
– Kızım öyle söyleme. Hem Necmiye rahatsız. Yanında böyle şeyler konuşmak olmaz.
– Olmazmış! Oldu bile. İnan, kocası şimdi boynuzluyordur onu.
– Yahu Fatma kızım, delirteceksin Necmiye’yi. Sus!
– Gerçekten mi Fatma abla! Aldatıyor mudur beni? Zaten evde siyah saç teli de buldum.
– Ohooo! Çoktan yemişsin boynuzu kızım. Sen gece çalışırken o şimdi evde…
– Sus sen bakayım! Kızın aklına neler getiriyorsun?
– Kendisi bilir. Zaten kadınlık görevini yapamıyor. Yakında üstüne kuma getirir.
– Tövbe estağ… Sus. Allah aşkına sus! Fatma delisi…
…
İşyerinde bayılmıştı Necmiye. Bir yandan Fatma’nın sözlerini diğer yandan Sümmü ablasının telkinlerini düşünüyordu revirden çıkarken. Saat daha gecenin dokuzuydu. Vardiyasının bitmesine üç saat varken ona izin verdiler. Allahtan bu saatlerde trafik olmuyor ve otobüste oturabilecek boş bir koltuk bulabiliyordu; sekiz saat ayakta durmanın yorgunluğuna ödül olarak. Bir yandan sevindi, kırmızı yanakları daha da al oldu. “Şükürler olsun ki nefes alabiliyorum.” diye soluklandı. İndiği durağın karanlık, kirli gri rengi, evlerinin altındaki bakkalın parlak ve mor neon ışıklarıyla yer değiştirdi. Hiç görmemişti bu ışıkları; eve geldiğinde bakkal kapanmış oluyordu hep. Aklına film sahnelerinde gördüğü pavyonlar geldi. Bıyıklı şişman erkekler, o neon ışıklar saçan yerlere gider, kötü kadınlarla içki içer sonra da… “Ya, ya bizim herif de geceleri pavyona gidiyorsa! Yoksa buralardan çıkarttığı kadını eve mi getirdi?” düşünceleri içerisinde olan Necmiye senaryo üzerine senaryo üretiyor, film üzerine film çekiyordu sanki…Yakalayacaktı kocasını başka bir kadınla. Vuracaktı alnının çatısından, hem onu hem de o fahişeyi.
Aklında bu düşüncelerle Necmiye evin kapısına yaklaştı…