Osmanlı Koku Kültürü
Ortaçağ Avrupa’sında banyo yasakken Osmanlı hamam sefası sürüyordu. Sadece hamam ve temizlik değil bugün kadınların saldırdığı ve üzerinde “Eau de toilette…” yazan yabancı parfümler yokken Osmanlının parfümleri vardı. Hatta 1851 yılında Avrupa kokarken Londra fuarında Osmanlı koku koleksiyonu standı açılmıştı.
Parfüm nasıl icat edildi
Dikkat ederseniz parfüm şişelerinin üzerinde “Eau de toilette” yazar. Fransızca olan bu cümlenin anlamı “Tuvalet suyu, tuvaletten sonra kullanılan” demektir. O zamanlar Avrupa’da yıkanmak günah ve sağlık açısından zararlı sayılıyordu. Konu ile ilgili “Ortaçağ Avrupa’sında Banyo Yasaktı” adlı yazıma bakabilirsiniz. Evler, saraylar, şatolar sadece yıkanmayan insan kokusu nedeniyle değil aynı zamanda taharetlenme alışkanlığı ve tuvalet olmaması nedeniyle aşırı derecede kokuyordu. İhtiyaçlar bir leğen ile gideriliyor daha sonra bu leğenler hizmetçiler tarafından pencereden aşağı dökülüyordu. Saray bahçesinde gezenler başına pislik dökülmesin diye yaz sıcağında bile şemsiye ile dolaşıyorlardı. İşin esprisi bir yana şemsiyenin de bu nedenle icat edildiğini düşünenler bile var. Ayrıca saraya koku nedeniyle elçi kabul edilmiyor ancak iyice havalandırdıktan sonra elçiler çağırılıyordu.
İşte bu nedenlerden dolayı kokuyu bastırmak için parfüm icat edildi. Oda spreyinin de nasıl icat edildiğini artık siz tahmin edin. Parfümlerin bu denli yoğun olmasının nedeni o zaman ki kokuyu nasıl bastırırız ihtiyacından kaynaklanmaktadır.
Avrupa kokarken Osmanlıda amber, misk, gül kokuları yayılıyordu. Diş fırçası olmamsına rağmen ağızla misvak ile temizleniyor, misafirler gül suyu ile karşılanıyor geceleri evlerde bitki buhurları tütüyordu. Bugün 2-3 liraya satılan ve adına tütsü denilen şeyin kimyasal olmayanı evlere nefaset veriyordu. El yazmalarında kullanılan mürekkep içine gül suları, amber kokuları katılıyordu.
Edirne sabununa ödül
Edirne’ye gidenler bilirler. Tarihi çarşı içinde sabunlar ve havlular sergilenir, satılır. 1851 yılında Londra’daki fuarda Osmanlı koku standı açılmıştı. İşte bu Edirne sabunu orada ödül aldı. Fransız kadınları bu sabunlara ve diğer kokulara saldırdı.
Bugün camilerimizde, toplu taşıma araçlarında çorap ve ter kokusundan şikâyet ediyoruz. Pahalı Avrupa parfümleri kullanıyoruz. Bundan 200 sene önce Avrupa kokarken Osmanlının Avrupa’da koku standı açması, sabunlarının Avrupalılar tarafından kapış kapış yağmalanmasını maalesef unutuyoruz.
Paris’deki Louvre Müzesi ve Topkapı Sarayı Müzesi’nde “Osmanlı koku arşivi” bulunmaktadır. Buralara yolu düşenlere duyurulur.
Maalesef kendimize odaklanmıyoruz.
Ha bir de Saraçlar Caddesi’ndeki aktara gidin . ”Bizim sabunumuzda kimyasal yoktur.Taa Fransa’dan getiriyoruz.” diye de böbürlenerek satar. Kendi kültürümüzü başka ülkeyle damgalayıp kendimize satıyoruz. Biz de böyle bir milletiz işte!
Edirne sabunun ödül aldığını bilmiyordum.Ne kadar çok değerimiz var ve birçoğundan habersiziz.