“Paran Yoksa Evlen” Yasası
Malumunuz, 3 çocuk yapın diyorlar. Olanı var olmayanı, yapanı var yapamayanı. Birine zor bakılıyor bir de en az 3 yapın diyorlar. İyi de, ya evli değilse ne olacak? 3 yapın diyenler herhalde 3 yapmak için gerekli şartları da düşünmüşlerdir. Düşünemediler mi? O zaman gece yarısı jet yasa tasarısı. “Bugünden sonra 27 ay içerisinde 3 çocuk yapamayanların, suçsuz olduklarını ispat edene kadar özel yetkili…
Nüfusu çoğaltmak fikri yeni bir şey değil. Bundan 81 yıl önce bir yasa tasarısı ile gündeme getirilmişti. Aralayalım tarihin tozlu yapraklarını.
Yozgat ilinin isim babası olan Yozgat mebusu Süleyman Sırrı İçöz Bey ( 1878-1963) 10 Aralık 1931’de Büyük Millet Meclisine sunmak üzere bir yasa tasarısı hazırlamıştı. Tasarıda şu maddeler yer alıyordu.
Bekârlık Vergisi
1- 25 yaşından büyük 45 yaşından küçük olup ta henüz evlenmemiş her erkek kazançlarının, arazilerinin, müsakkafat ve yol vergilerini zamları ile birlikte 1 mislini “Bekârlık Vergisi” olarak verirler. ( Müsakkafat: Üzeri dam, çatı vs. ile örtülmüş yapı.)
2- 20 ila 35 yaş arası yaşta ve bir sanatı resmiyesi olduğu halde devair ve müessesattan maaş ya da ücret alan kadınlar da ayni mükellefiyete tabidir. (Daire ya da dükkân kirası alan meslek sahibi kadınlar da bekârlık vergisi verecek.)
3- 25 ila 45 yaş arasında olup ta karı ve ya kocalarının vefatı dolayısıyla bekâr kalan, çoluk çocuk, baba ya da anası olmayan erkekler ve kadınlar da bu mükellefiyete tabidir. (İster kadın olsun ister erkek, dul kalıp ta bakmakla yükümlü çocuk, ana-baba yoksa vergi verecek.)
4- Asker, polis, jandarma efradı ilen, maluller, tahsilde bulunan bekârlar, tahsilinin devamı müddetince bu vergiden muaftır. (Sakatlar ve askeri yâda polis okullarında okuyanlar, okul bitene de kadar vergi vermeyecekler.)
5- Bu kanunla alınacak vergi “Sıhhati Umumiye Kanununda” muayyen adetle çocuk sahibi fakir babalara ve analara tahsil olunur. (Toplanan para toplum yararına olmak üzere çocuk sahibi fakirlere dağıtılacak.)
Bekârlık Vergisi hakkındaki takriri veren Süleyman Sırrı Bey’e gazeteciler sorar. “Bu takririn esbabı mucibesi nedir?”
“Memleketimizin büyüklüğüne nazaran nüfusumuz çok azdır. Meşrutiyet ilanından, cihan harbinden beri açılan bu boşluğu doldurmak için çareler aramak yalnız hükümetin değil, herkesin milli bir borcudur. Tahriri nüfusa nazaran 1000 erkeğe 1070 kadın düşmektedir. Kadın nüfusu fazladır. Bekâr erkeklerin evliliği tercih ederek nüfusun artmasına hizmet etmeleri elzemdir. Hal böyleyken son zamanlarda bir takım erkek ve kadınların bekârlık hayatını tercih etmekte ve itiyadın her iki zümre arasında gün geçtikçe artmakta olduğu görülmektedir.
Süleyman Sırrı Bey’in bu önerisine o zamanlar karşı çıkanlar da olmuştu. Meşhur bekârlardan eski paşa, sonradan milletvekili olan Besim Ömer Paşa şöyle demişti.
Vergi vermek isteyenlerin evlenmek isteyenlerden daha çok olacağına eminim. Ben kendi hesabıma bu vergiyi seve seve veririm. Eğe mesel nüfus çoğaltmaksa bu düşünceye ben de taraftarım. Fakat nüfusumuzu çoğaltmak için evvela çocuk ölümlerine bir çara bulalım, bu kâfidir.
Besim Ömer Paşa gibi düşünenler çoğunluktaydı. Maruf bekârlar “Vergimizi veririz yine de evlenmeyiz.” diyorlardı.
Daha önce Erzurum mebusu Yeşilzade Salih Bey’in de gündeme getirdiği bu yasa tasarısı kabul edilmedi.
Ne dersiniz, artık gece ayrısı yasa çıkartılmasına alıştık. Yarın böyle bir yasa çıkarsa şaşırmayalım.