Telegazete’den Tablete
1995 yılından itibaren gazeteleri bilgisayarlardan şimdilerde ise akıllı telefonlar ve tabletlerden okuyabiliyoruz. Sadece kitap okumak için mürekkep teknolojisini kullanan kitap boyutunda siyah beyaz elektronik okuyucular bile var. Gazete okumak için gazete bayiine, bakkala gitmeye gerek kalmadı. Haşır huşur ses çıkarmadan, elimiz boyanmadan, internet bağlantısı varsa tüm gazete ve dergiler elimizin bir tık altında. Dilerseniz 1947 yılına bir yolculuk yapalım ve şimdiki tabletin atası sayılacak telegazete denen aletin hikâyesini öğrenelim.
Teletext kullanan var mı?
İnternetten önce 1990 yıllarında interaktif bilgi veren bir televizyon sistemi vardı: Teletext. Televizyon kumandası üzerinden rakamlar girerek sayfalar açılıyor ve haber, borsa, spor sonuçları gibi bilgiler alınıyordu. Halen bazı tv kanallarında bu uygulama mevcut. Kaç kişi bunu kullanıyor bilmiyorum ama halen borsayı buradan takip eden birilerini tanıyorum.
Teletext’e benzer bir uygulama fikrini ilk kez 1947 yılında Amerika’da Miami Herald adlı bir gazetenin yöneticileri ortaya atmış ve televizyon dalgaları ile bu sistemi kurmak istemişlerdir. Ancak bu fikri bir adım öteye götürmek Japonlara nasip olmuştur.
Tokyo Olimpiyatları’nda interaktif yayın
Japonlar 1964 yılındaki olimpiyatlarda küçük bir ekrandan Asahi Shimbun gazetesi, Toho Elektrik ve Masushita şirketleriyle ortak çalışma yaparak kısa bir haber denemesi gerçekleştirmişlerdir. Bu interaktif sistemi antenler sayesinde evlerdeki televizyonlara da ulaştırabilmeyi öngörmüşlerdir. Ancak teknik imkansızlıklar o zamanlarda bunu mümkün kılmamıştır. Bu nedenle gazete yayınlamak için televizyonu geliştirmek yerine başka bir makine yapmayı tercih ettiler.
Telegazete makinesi
Vizyonun telesi çıkıp televizyon yapılıyor da gazetenin neden telesi olmasın? Bu soruya cevap olarak bugünkü tabletin atası sayılabilecek bir makine yasarlandı ve adına da telegazete denildi. AT1, AT2 ve AT3 modelleri bile çıkarıldı. İlk elektronik gazete sayılabilecek bu makinenin çalışma prensibi ise şu şekildeydeydi. Özel bir kağıda gazetenin formatı elektriksel işaretler ile manyetik olarak kaydediliyor, dakikada 750 devirle dönen kurşun teller bu kağıda dokunarak gazetedeki yazıları ortaya çıkarıyordu. Bir nevi plak-pikap sitemi gibi çalışıyordu. Ancak bu makine hem çok pahalı olması hem de büyük olması nedeniyle yaygınlaşamadı. Ayrıca gazetelerin o zaman ki en büyük geliri reklamlardan ve abonelikten oluşmaktaydı. Bu reklamların tele gazete makinesinde nasıl yayınlanacağı da ayrı bir sorun teşkil ediyordu. Ayrıca farklı gazetelerin tek makine üzerinden nasıl yayınlanacağı da ayrı bir dertti. Zaten o zamanlarda insanların bugünkü gibi zamansızlık dertleri olmadığından gazeteyi de kağıttan okumak dert değildi. Talep olmayınca doğal olarak arz da bitti.
Kısaca bu proje halk arasında yaygınlaşamadı ama zamanla bu fikir olgunlaştırıldı, geliştirildi. Artık gazete okumak için gazete almaya gerek yok. Önce teletext ile televizyonlarda denendi sonra bilgisayarlar ile evlerimize girdi.
Şimdi ise binlerce lira karşılığında tablet ve akıllı telefon adıyla hepimizin eline verildi. Bedeli mukabilinde bi dünya gazete ve haber artık reklamsız olarak elimizin bir tık altında!