Yarınlar Asla Ayrılmaz
60 yaşına kadar doğayı anlamaya ve taklit etmeye çalıştım. 70’e kadar onu daha iyi görmek için çırpınıp durdum. 80 yaşlarımda hayvan ve bitkilere yöneldim. 90 yaşına gelince bütün canlıları ve doğayı en iyi şekilde görüp anlayacağım. 100 yaşında olağanüstü bir sanatçı olup 110 yaşıma bastığımda ise bütün hayatı sadece bir nokta ve çizgi ile anlatacağım. Benim gibi uzun yaşayacaklara sözüm odur ki; verdiğim bu sözü tutacağım. Kendime bugüne dek hep Hokusai dedim, ama şimdi imzamı ‘resime deli olan bir adam’ olarak atıyorum.
Dedi, büyük Japon sanatçısı Katsushika Hokusai, ama 90 yaşını göremedi ve dediklerini de yapamadan öldü.
Oysa çoğu insanın göremeyeceği 88 yıl gibi uzun sayılacak bir ömür yaşayıp onlarca eser ortaya koymuştu. Sadece Fuji dağına ait 100 farklı görünümü resmetmişti. Buna rağmen kendini sürekli eleştirmiş ve yeni arayışlara yönelmişti. Yani 88 yıl yetmemişti sanatçıya.
80 yaşında hedefleri olan bir sanatçı
110 yaşını bekleyen Hokusai bugün’ün farkında. Dün’ünü eleştiriyor ve yarın’ından bahsediyor. Hedeflerini de söylüyor bir yandan. “88 yaşındayım, artık yaşlandım çocuklar. Beni Tokyo Huzurevi’ne bırakın!” demiyor.
Kaçımız bunu yapabiliyoruz? Kaçımız dün-bugün-yarın diyebiliyoruz?
Sorgulamadığımız ve düşünmediğimiz sürece bırakın bugünü, yarını ve ders almayı; yaşadığımız, bildiğimiz dünü bile anlayamayız.
Bugünün dünden farkı neyse yarının da bugünden farkı aynı olur.
Eğer bir şey yapmadıysanız.
Hiçbir şey yapmazsanız, bu ardışık üç günün, ömrünüzün geçmiş zamanı ile geçecek zamanı arasında yaşanmış ve yaşanacak günlerden hiçbir farkı olmayacak. Dün, bugün, yarın sizinle her gün yaşayacak ve hayatınızın son gününde maalesef iki tanesi sizden ayrılacak. O gün, sizin son gününüz olurken bugün ve yarın el ele verip sizi terk edecek. Geriye hayat denilen bu film üçlemesinden sadece dün kalacak gibi olsa da; o da sizi terk edecek. Size sadece hiçlik kalacak. İşin kötüsü, bunu asla bilemeyeceğiniz gibi zaman geçtikçe başkaları hatta evlatlarınız dahi size dair bir şey hatırlamayacak. Silinip gideceksiniz, hiç yokmuşsunuz gibi.
Eğer siz bir şey yapmazsanız…
Hayatı; bir nokta ve çizgi ile anlatacağı yaşa gelemeden öldü Hokusai.
Hokusai o zamanlar biliyor muydu, kendisinin dünyada ahşap baskı ve çizim sanatının en büyük ustası sayılacağını.
Acaba biliyor muydu Monet, Gaugin, Degas ve Van Gogh gibi ressamları etkileyeceğini.
Modern manga sanatının babası olacağından haberi var mıydı?
Sanki dün gibiymiş gibi anlattığıma bakmayın. Katsushika Hokusai 1850 yılını göremeden öldü. Ömrünün iki katı kadar bir yıl geçtikten sonra bile onu anlatırken, “daha dün gibiydi” diyebiliyoruz. Neden?
Çünkü “bir şey yapmamayı” tercih etmedi.
Bu nedenle Hokusai gibilerin hayatından “dün-bugün” geçer ama “yarın” asla ayrılmaz.
Beğeniniz için teşekkürler.
Otuzda yavaştan orta yaş krizine girmeye başlayıp kırkından sonra bizden geçmiş modunda gezenlerin muhakkak okuması gereken bir yazı olmuş, kaleminize sağlık.